Kadın Girişimci Algısı Değişiyor; İnsanlar Kadınlara Güvenmeye Ve İnanılmaz İşler Yapabileceğimizi Anlamaya Başlıyor
Biyopol Polimer Teknolojisi Şirketi Kurucusu Seda Çakır
Kısaca kendiniz, bugüne kadarki kariyeriniz ve çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
2014 yılında Marmara Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra iş fikrimi geliştirmek üzere girişim sürecini başlattım. 2015 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Teknogirişim Sermaye desteği almaya hak kazandım ve BİYOPOL Polimer Teknolojisi Şirketi’ni kurdum. Faaliyet alanımız biyoteknoloji ve biyopolimerlerdir. Bu alanda geliştirilecek ürünler ile ülkemize katma değer sağlamayı hedefliyoruz. Bu bağlamda TÜBİTAK 1511 programı kapsamında yenilebilir aktif ambalaj malzemeleri geliştirdik ve projemizi başarı ile tamamladık. Üretimini gerçekleştirdiğimiz biyopolimerin fonksiyonelliği sayesinde farklı alanlarda da Ar-Ge çalışmaları yürütmekteyiz. Şu an da üzerinde çalıştığımız kozmetik ve tekstil projemiz bulunmaktadır. Aynı zamanda son teknoloji uygulamalarından biri olan yapay zeka alanında biyoinformatik projemizi yürütmekteyiz.
Entertech bünyesinde yürüttüğünüz çalışmaların detayları nelerdir? Hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
BİYOPOL kurulduğu yıldan itibaren Entertech bünyesinde yer almaktadır. Girişim hayatına kuluçka merkezinde başladığımız firmamız yürüttüğümüz projelerle büyüme göstermiştir. Bu sayede 2017 yılından beri biyoteknolojik çalışmalarımızı BİYOPOL laboratuvarlarında sürdürüyoruz. Biyoteknoloji günümüzün ve geleceğin en önemli alanlarından biri. Bu alanda dışa bağımlı olmamamız ve yerli ürünler geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biz de firma olarak bu vizyonla hareket etmekteyiz. Dünya pazarında her yıl %20 büyüme gösteren bir polimerin (kitosan) yerli üretimini gerçekleştirmekteyiz. Bununla ilgili bir patent başvurumuz bulunmaktadır. Aynı zamanda insan ve çevre sağlığını ön planda tutan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Son zamanlarda üzerine dikkat çekilen 7. Kıta ile dünya gündemine gelen plastik kullanımının azaltılması ile ilgili olarak geliştirdiğimiz, doğal, yenilebilir ve doğada çözünen aktif ambalaj malzemesi projemizi başarı ile tamamladık. Şu an da ise üzerinde çalıştığımız projeler, kitosan hammaddesinin kozmetik ve tekstil sektörlerinde kullanımı ile ilgilidir. Ayrıca Entertech bünyesinde yer alan bir yazılım firması ile geliştirdiğimiz bir yapay zeka biyoinformatik projemiz mevcuttur.
Bir kadın olarak girişimci olma konusunda ne tür tavsiyeler verirsiniz? Sizce girişimcilerin nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
Genç girişimciler ve kadın girişimcilere cesur olmaları ve kendine inanmaları gerektiğini söyleyebilirim. Ne yaptığınıza inanmıyorsanız, başka kimseyi inandıramazsınız. Her zaman zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaşacaksınız. Pes etmeden yola devam edebilmelisiniz. Gerçek bir girişimciyseniz zaten yeni fikirler üretme, yaratma ve öğrenme arzunuz korkularınızı aşacaktır. Bu yolculukta bizden beklenen ani ve hızlı bir büyüme olsa da organik olarak yavaşça büyümek ve merdivenleri teker teker çıkmak daha doğru geliyor. Böylece sermayeyi daha doğru kontrol edebiliriz. Özellikle biyoteknoloji alanı için. Çünkü bu alanda Ar-Ge süreçlerini tamamlamak ve ürün geliştirmek uzun zaman almakta ve başlangıçta önemli bir sermaye gerektirmektedir. Dikkatli adımlar atmak gerekiyor. Üzülerek söylüyorum ki girişimlerin çoğu bir yılın sonunda başarısızlıkla sonuçlanmakta. Böyle bir son bile gerçekleşse bundan bir şeyler öğrenmeli ve içinizde girişimcilik var ise yeni iş fikirleri ile yolunuza devam etmelisiniz.
Türkiye’de bir kadının girişimci olmasının önündeki en büyük zorluklar nelerdir?
İş hayatında kadınlara karşı önyargılar ve basmakalıp davranışlar hemen hemen her yerde kültüre bağlı olarak karşılaşılan bir durumdur. Bununla ilgili şöyle bir çalışmadan bahsedebilirim. Yatırımcılar tarafından sorulan ve verilecek fon miktarıyla önemli ölçüde yanlılığına maruz kalmaktadır. (Kanze ve ark., 2017). Erkek girişimcilere olumlu yönelimli sorular (terfi odaklı) sorulurken, kadın girişimcilere “B planınız nedir” ve “risk değerlendirmeniz var mı” gibi olumsuz yöneltilmiş sorular (başarısız yönelimli) sorulur. Aslında pazardaki bir ihtiyaca hitap eden bir iş fırsatı tespit etmek cinsiyete bağlı bir durum değildir. Girişimcilik, tamamen sizin (erkek veya kadın) karşınıza çıkan fırsatları değerlendirip değerlendirememenizle ilgilidir. Sonuçta, girişimcilerin % 90’ından fazlası başarısız olmaktadır. Genel olarak kadın girişimci ve genç girişimci algısı hala bir sorun olsa da bunun son zamanlarda değiştiğini düşünüyorum. İnsanlar kadınlara güvenmeye ve inanılmaz işler yapabileceğimizi anlamaya başlıyor.
Bir kadın girişimci olarak Entertech bünyesinde çalışmanın ne tür avantajlarını gördünüz?
4 yıldan fazla süredir Entertech bünyesinde bulunuyorum. Birçok etkinlikte genç ve kadın girişimci olarak bana öncelik veriliyor. Birçok konuda desteklerini alıyorum. Projelerimize partner ve danışman bulma, yatırımcı toplantıları düzenleme gibi konularda destek oluyorlar.